MERSİN BAROSU: SAVUNMA HAKKI KISITLANDI”

Mersin Barosu, Türkiye Barolar Birliği'nin 7 ilde kurulmasına karar verdiği insan hakları merkezlerinden biri olan Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi'ni faaliyete geçirdi.

10.12.2014 16:02:13 0
MERSİN BAROSU: SAVUNMA HAKKI KISITLANDI”

Mersin Barosu, Türkiye Barolar Birliği’nin 7 ilde kurulmasına karar verdiği insan hakları merkezlerinden biri olan Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi’ni faaliyete geçirdi.

 

 

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü, Mersin Barosu’nda çeşitli etkinliklerle anıldı. Adliye Sarayı çerisindeki Avukatlar Odası’nda düzenlenen organizasyonda öncelikle; Mersin Barosu İnsan Hakları İnsan Hakları Merkezi’nce Türkiye’de son yıllarda yaşanan insan hakkı ihlallerine ilişkin kısa bir sinevizyon gösterisi yapıldı Ardından İnsan Hakları Merkezi Başkanı Ali Nezhet Bozlu bir açıklama yaptı.

Daha sonra kürsüye gelen Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen ise Mersin Barosu bünyesinde İnsan Hakları Merkezi’nin açılarak faaliyete girdiğini duyurdu.

 

“GELİNEN NOKTA VAHİM”

 

Birde basın açıklaması yapan Başkan Antmen, İnsan Hakları Beyannamesi’nin yayınlanmasından 66 yıl sonra, devlet tarafından yapılan hukuki uygulama ve düzenlemelerin geldiği noktanın vahim olduğunun altını çizdi. ‘Kaza’ olarak nitelendirilen iş cinayetleri ile bir anda onlarca, yüzlerce işçinin yer altına diri diri gömüldüğünü belirten Antmen, barışçıl gösterilerde veya orantısız güç kullanılarak çocukların ve gençlerin öldürüldüğünü, kadın cinayetlerinin, kadına ve çocuğa şiddetin en üst düzeyde seyrettiği bir ülkede yaşandığını söyledi. “Muhalif düşünceye tahammül edilmeyen, birçok gazetecinin işten atıldığı veya ayrılmak zorunda bırakıldığı, medyanın tamamen kontrol altına alınmaya çalışıldığı bir ülkede yaşıyoruz” diyen Antmen, “Avrupa Mahkemesi’nin zorunlu din eğitimine dair kararlarının icra edilmediği, ayrımcılık yasağı ile birlikte din ve vicdan hürriyetinin de ihlal edildiği bir ülkede yaşıyoruz. Suriye ve Irak’a dışarıdan giren terör çetelerinin yaptığı toplu katliamlar ve yarattığı savaş ortamı nedeniyle 2011 yılından itibaren akan bir buçuk milyon Türkmen, Arap ve Kürt sığınmacıya, hukuk literatüründe olmadığı halde “misafir” denilen, konuya ilişkin yasal düzenlemelerin 3 yıl sonra yapıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Bütün Akdeniz’i nükleer bir göle dönüştürecek olan, ama sadece Mersin’in bir sorunu olarak algılanan, yaşam ve çevre hakkını hiçe sayan Akkuyu Nükleer Güç Santrali Çevresel Etki Değerlendirme Raporu’nun tereddütsüz onaylandığı bir ülkede yaşıyoruz.

 

“SAVUNMA HAKKI KISITLANDI”

 

Fakat bugün, çok önemli bir konuya, temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek uygulamalara açık olan son yasal düzenlemelere dikkatinizi çekmek isterim. 2 Aralık 2014 tarihinde TBMM’de kabul edilen ve 4 Aralık’ta onaylanmak üzere Cumhurbaşkanlığına gönderilen 6572 Sayılı Hâkimler Ve Savcılar Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda önemli değişiklikler yapmıştır. Böylece “somut delillere dayalı kuvvetli şüphe” kavramı yerine ‘makul şüphe’ye dayanılarak şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranılabilir kılınmıştır. Müdafiin dosyadaki delil, belge ve tutanakları incelemek suretiyle savunma hazırlayabilmesi kısıtlanmıştır. Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koymanın; iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasının; gizli soruşturmacı görevlendirilmesinin; teknik araçlarla izlemenin sınırları genişletilmiştir. Bununla da yetinilmemiş, Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı TBMM’ne sunulmuştur. Tasarı ile polis amirinin sözlü emri ile arama mümkün hale getirilmekte, polisin silah kullanma yetkisi mala zarar verme ve suça teşebbüs hallerine genişletilmekte, jandarma ve polisin 24 saat sonra mahkemeye haber vermek kaydıyla dinleme yapabilme süresi 48 saate çıkarılmakta, kolluk amirlerine 24 saate kadar ve hatta 48 saate kadar gözaltına alma kararı verme yetkisini tanınmakta, tutuklama nedenleri artırılmakta, vali ve kaymakamlara kolluk ve mahalli idareler dâhil tüm kamu kurum ve kuruluşlarına doğrudan emir verme yetkisi tanınmakta, toplantı ve gösteri yürüyüşünde yüzün örtenler silahla katılanlarla bir tutulmakta, silah tanımı genişletilmektedir” dedi.

 

“AB’YE UYUMU TERK ETTİK”

 

Alpay Antmen, yapılan son yasal düzenlemelerle, temel hak ve hürriyetler alanında yapılan tüm iyileştirmeler ve reformların bir anda ortadan kaldırıldığını savunarak. bütün bu düzenlemelerin Avrupa Parlamentosu’na, Avrupa Konseyi’ne, Ekonomik ve Sosyal Komite’ye ve Bölgeler Komitesi’ne sunulan 8 Ekim 2014 tarihli ‘Türkiye 2014 Yılı İlerleme Raporu’ndan sonra yapılmasının dikkat çekici olduğunu kaydetti. Temel hak ve özgürlükler alanında ‘Avrupa Birliği Müktesebatı’ adı verilen hukuk sisteminin büyük bir hızla terk edildiğini işaret eden Başkan Antmen, evrensel hukuk metinleri çerçevesinde ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda yapılan ceza hukuku iyileştirmelerinin bir anda çöpe atıldığını savundu. Bu durumun, bütün avukatlara ve Mersin Barosu’na yeni sorumluluklar yüklediğini aktaran Başkan Antmen, “Baromuz Anayasamızın 90. Maddesinin son cümlesindeki ‘Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır’ hükmünden hareketle, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere temel hak ve özgürlüklere dair tüm sözleşmelere aykırı olan mevzuat hükümleri karşısında; özellikle kolluk, savcılık ve mahkemeler önünde bu evrensel metinleri etkin olarak kullanacaktır.

Bu amaçla, Baromuzun İnsan Hakları Komisyonu’ndan ayrı olarak, Türkiye Barolar Birliği’nin 7 ilde kurulmasına karar verdiği insan hakları merkezlerinden biri olan Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi kurulmuş ve faaliyete geçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları çağdaş devletlerin vatandaşları kadar temel hak ve özgürlüklere layıktır” diye konuştu.

Etkinliğin ardından stajını tamamlayan avukatlar Selin Pelit, Mustafa Talaş ve Berkay Cirit, avukatlık yemini edip, ruhsat alarak cübbe giydiler. Yeni katılan avukatlar ile birlikte Mersin Barosu’na kayıtlı avukat sayısı bin 560’a ulaştı.

  ARTUKLU HABER AJANSI-MERSİN

 


27.8° / 14.8°
  • BIST 100

    10623,91%2,95
  • DOLAR

    32,24% -0,09
  • EURO

    35,03% -0,15
  • GRAM ALTIN

    2489,37% 0,95
  • Ç. ALTIN

    3984,51% 0,90